Ali Rıza DEMİR

 

 

Şehit Düştüğü Tarih: 27 Eylül 2001

 

Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Küçükarmutlu

 

Doğduğu Tarih: 9 Kasım 1973

 

Doğduğu Yer: Adıyaman Merkez Gökçay (Karikan) Köyü

 

 

F Tipi hapishanelere karşı başlatılan Büyük Direniş'te Ümraniye Hapishanesi 1. Ölüm orucu ekiplerindeydi. Katliamdan, zorla işkencelerden sonra tahliye ettiler. Direnişini dışarıda da sürdürdü. 27 Eylül’ün ilk saatlerinde, Küçükarmutlu'daki direniş evinde şehit düştü. 

 

20 Ekim 2000 tarihinde başladı görkemli yürüyüşüne Ali Rıza Demir. Ve 27 Eylül 2001 günü Armutlu’da büyük direnişin kahramanlar kervanına katıldı.

Tam 343 gün, durmadan duraklamadan katliamcılar, işkencecilere, polisle işbirliği yapan ailesine, kendi hücrelerine karşı direndi Ali Rıza.

Tam 343 gün süren bu savaşta tümünü birden yendi geride “acılı halkıma bir direniş geleneği bırakmak istiyorum” sözlerini bırakarak.

O geleneği bırakanlardan oldu Ali Rıza. Kürt, Türk, Laz, Arap her milliyetten halkımız nasıl direneceğini Ali Rıza’lardan öğrenmeye devam ediyor.

Ali Rıza sakat bırakılıp tahliye edilen direnişçilerden biriydi. O ihanetin bataklığını değil direnmenin onurunu seçenlerden biriydi.

19-22 Aralık katliamından sonra Kandıra nazi kampına sevk edilen Ali Rıza defalarca zorla müdahale için işkence merkezi İzmit Devlet Hastanesi’ne taşındı. Elleri zincirlerle bağlanarak zorla müdahaleleri yaşadı. 28 Haziran günü iktidarın direnişi kırmakta son umut olarak sarıldığı tahliye oyunuyla dışarı çıktı.

Dışarı çıktı ama “özgür” değildi. Çünkü o özgürlüğü kendi halkının özgürlüğüyle, tokluğuyla bütünleştirmişti yüreğinde.

Yoksulluğu 9 Kasım 1973’de doğduğu Adıyaman’ın Merkez Gökçay (Karikan) köyünden tanıyordu Ali Rıza.

Her Anadolu ailesi gibi onun ailesi de okutmak için “büyük şehir”e gönderdi. Malatya’da liseyi okuduktan sonra 1991 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Teksitil Mühendisliği bölümünde okumaya başladı.

Devrimcilere sempatisi lise yıllarında başladı. Üniversite yıllarında ise tercihini devrimci hareketin saflarında mücadeleye katılarak kullandı.

İlk olarak Dev-Genç yeraltı örgütlenmesinde 1991 yılında devrimci yaşamın onurunu yaşamaya başlayan Ali Rıza 1994 yılında tutsak düştü.

Dev-Genç örgütlenmesi içerisinde çeşitli görevler aldı. Bir süre önce şehit düşen Gülay Kavak ve yurtdışında bedenini tutuşturarak şehit düşen Kazım Gülbağ ile birlikte çalıştı.

Hep ileriye yürüdü. Örgütlenme içinde sürekli gelişen, sorumluluklar alan bir süreç yaşadı.

Tutsaklığı süresince de hapishanede çeşitli görevlerde onun emekçiliğine tüm özgür tutsaklar tanık oldu.

Gün oldu genç bir yoldaşını eğitti, gün oldu 15-20 kişiye birden on parmak daktilo yazmasını öğretti.

Vakit erişip de hücre hapishanelere karşı direnişin ilk adımları atılmaya başlandığında o da Ümraniye hapishanesinde ilk gönüllü olanlardan birisi oldu.

Kararlılığını tahliye olduktan sonra da sürdürdü, diyordu ki “Bu gün ‘Özgürlük’ koşullarında bu sözüme sadığım. Bir çok kişi ihanet etti. Şehitlerimizin cesetleri üzerine basıp ‘Özgürlüğe’ çıktılar. Gerçekten onlarınki özgürlük mü? Hayır. Bildiğimiz, söylediğimiz düzene dönüşten başka bir şey değil.”

 

***

 

Ali Rıza DEMİR'in Partiye Mektubu:

 

Partime;

 

Beni devrimciliğin zirvelerinden biri olan ölüm orucuna; devrimciliğimin sınavdan geçeceği böylesine onurlu ve şerefli bir eyleme layık gördüğünüz ve güvendiğiniz için teşekkür ediyorum.

Bugünün Türkiye'sinde bu eylemin misyonunun farkındayım. Burjuva ideolojisinin saldırılarına, tasfiyeciliğe karşı yerimizde duruyor; doğru bildiğimiz yolda, burnumuzun dikine yürüyoruz.

Düşmanın hapishanelerden "teslim ol" çağrılarına, "öleceğiz ama teslim olmayacağız" diyen yoldaşlarımızın sesini daha gür haykırıyoruz. Ölüm Orucu taaruzumuzla bir kez daha bu bayrağı düşmanın burçlarına dikeceğiz.

Bizler namluya sürülmüş mermileriz. Her birimiz, başta biz tutsaklara ve halka karşı başlatılan saldırıda düşmanın beyninde patlayacağız. Şehit düşeceğiz.

Toprağa düşen bedenlerimizle bu saldırıya set olacağız. Halk düşmanlarının, emperyalistlerin ve uşaklarının halkımızı sömürmesine, vatanımızı karış karış satmasına dur diyeceğiz. Oligarşi ve emperyalizmin beyninde patlayacağız. Bir kez dünyayı ayağa kaldıracağız. Direnişimizin gücüyle, etkisiyle; bu ülkenin sahipsiz olmadığını göstereceğiz. Bu ülkede biz devrimciler oldukça, halklarımızın kurtuluşu, vatanımızın özgürlüğü için ölüm oruçlarında şehit düşenler oldukça düşmana rahat yok. Düşmana bu ülkeyi, bu vatanı yar etmeyeceğiz. Emperyalizmi ve işbirlikçilerini er ya da geç, mutlaka ama mutlaka kovacağız.

Bu mevzi çatışmasının ülkemizin çeşitli sınıf, tabaka ve kesimini; bağımsızlık, demokrasi kavgası etrafında birleştireceği bilinciyle hareket ediyoruz. Bu nedenle de omuzlarımızdaki yük ağır. Biz bu yükün altında kalkacak güce, devrimci iradeye ve kişiliğe sahibiz. Ve mevzi çatışmasın da zaferle çıkacağız.

Partimin benden beklentilerini yerine getireceğim. Şehitlikse şehitlik, gazilikse gazilik. Bu eylemin gerekleri neyse onu yapacağım. Hem de büyük bir coşkuyla, heyecanla ve zevkle yapacağım. Büyük onur ve şeref duyarak...

 

Ali Rıza DEMİR

 

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin...

 

2000-2007 Büyük Direnişi:

 

Yoldaşları, yakınları Ali Rıza Demir’i Anlatıyor:

 

Geri